DÜKKAN NO 10
Şu anki adıyla DÜKKAN ama eminim benimle birlikte bir çok kişinin hafızasında Dükkan No 10 olarak kalmıştır.
Neden Dükkan No 10 ?

Şu an Eski Adliye Sokak adıyla bilinen sokak 10 numarada açılmış minik bir meyhane, restoran. Dört masa dört masaya servis yapan bankacı Gül ve makina mühendisi Tayfun Chef !!! deniz ürünlerine olan ilgisi ile emekli olunca gelip Bodrum’a yerleşen tatlı çiftin mekanı.
Gül ve Tayfun çifti Bodrum’a yerleşince önce küçük evlerinde gelen eş dostla keyifli vakit geçirerek hazırladıkları mezeler ve deniz ürünleriyle güzel masalara ortak oluyorlar. Hani deniz ürünleri diyorum ya ! öyle sadece karides güveç basit kalamar falan düşünmeyin. Akya pastırma, deniz kestanesi, kurutulmuş ahtapot gibi hazırlanışı zor lezzetler..
Hatta sevgili Gül’ün anlatımıyla;
– ” oturduğumuz ev küçük bir ev. İstanbul’dan Bodrum’a gelirken tam minimalist bir yaşam hayal edip, bütün eşyalarımı elden çıkarıp az bir eşya ile Bodrum’an yerleştim Yaşadığım ev bir yatak odası, önünde merdiven ve aşağıda mutfak ve avludan oluşan minik bir Bodrum evi… Sabah kalkıp yatak odasının kapısını açınca Tayfun beyin hazırladığı antrede kurusun diye asılmış Akya Pastırma ile selamlaşıyordum” …
Bir hayalinizde canlandırın bakalım . Tabloyu görseniz ne hissedersiniz?
Herkesin emekli olunca ege’ye yerleşip küçük bir mekan açmak hayali vardır. Dükkan da hayalden önce zaruret hali doğmuş bu kadar özel ürünü hazırlayınca en iyisi bir mekan açmak diye düşünmüşler. Gül mezeleri hazırlayıp Tayfun da mutfağa geçince bugün restoran puanlaması yapan uygulamalarda ilk sıralarda yerini alan bir mekan olmuş. Bugün değişmeyen mutfak personeli ve servis elemanlarıyla reçeteleri Tayfun ile Gül’e ait lezzetlerle mutfakta profesyonel bir şef elinden servis ediliyor.
Eski adliye sokağın içinde 10 numaranın karşısında artık masa sayısı dördün üstünde saymadım ama bir 15 20 masa vardır. Şirin eski Bodrum evi olan mekan … Bahçesindeki görkemli bir kauçuk ağacının altında bir kaç masa sokak arasında iç avluda mavi beyaz pötikare örtüler, sokak arası masalarda tam bir keyif mekanı.
Rezervasyon yapmanızı önereceğim. Zarif bir rezervasyon ifadesi ”bu masaya misafirimiz gelecek” notu ile masanızda sohbete eşlik eden keyifli bir lezzet şöleni yaşamanız garanti. Rezervasyon notunu gördüğünüzde yüzünüzü tebessüm kaplayacak diye düşünüyorum… Çünkü ben düşündüğümde yüzüme tebessüm yayılıyor.
DÜKKAN DA NE YİYELİM ?

Açık söylemek gerekirse ne varsa ? Hepsini deneyebilirsiniz. Ben hani şunu denedim bu diğerinden daha iyi gibi bir yorum yapamadım. İtiraf edeyim ortamın sıcaklığı da bu fikrimi etkiliyor olabilir. Meze dolabında ne görüyorsanız hepsi dükkan mutfağından çıkıyor. Market mezesi görmek mümkün değil.
Benim favorim bir ayrıcalık yapmam gerekirse…
–ahtapot carpaccioo,
–akya pastırma,
–yerli kalamar!
O minik kalamarların tavası ayrı ızgarası ayrı güzel. Deniz ürünleri konusunda zaten ne seçerseniz pişman olmazsınız.
Mezelerden de

–yaban mersinli enginarı mutlaka deneyin derim
–levrek marin’de az rastlanır lezzette…
……..bu gidişle menüdeki herbir ürünü yazacakmışım gibi oldu 🙂 ama hak ediyor her biri lezzet şöleni ben Bodrum’a her geldiğim her dönem mutlaka bir kaç akşam yemeğimi Dükkan da yerim.
Bu yıl yeni bir lezzet tattım. Soft- Shell Crab Yengeç ! yani yumuşak kabuklu yengeç ilk duyduğumda çok enteresan geldi. Masaya geldiğinde Yengeç tam anlamıyla bütün halde tabakta duruyordu. Tayfun abi servis yaparken bir kıskacı uzatıp olduğu gibi ısırabilirsin deyince eyvah dedim dişler gitti ama artık bir tadım profesyoneli isek tatmak zorundayız ne yapalım diyerek yengecin ön kıskacını ortasından ısırdım… Çıtır çıtır harika bir lezzet !!
— Dur bekle! karar vermekte acele etme …. dedi.
Tayfun abi; şimdi gövde kısmından bir tadalım diyerek… ve yine yengeci ortadan bir bıçakla keserek bana uzattı ben yine kabuğun altındaki o beyaz eti yiyeceğim diye düşünürken … Tayfun abinin bakışlarından bütünden bir ısırık alacağımı anladım. Tadına baktığımda yumuşak bir beyaz balık etine benzeyen ama kendine has araması ve tadı olan biraz daha farklı bir lezzet. Açıkcası beklediğimin ötesinde hoş bir tat olduğunu belirtmem gerekir ;
Böylece …. favori listeme yumuşak kabuklu ( Soft Shell Crab ) yengeci eklemiş oldu .
Eeee şimdi ne olacak . Akılda deli sorular … nasıl olabilir ? Kabuk sertleşmeden nasıl avlanır ? nasıl sofraya gelebilir ?.. şimdi sor sor dur.

En net cevap ;
Yengeçler büyüme evresi sırasında belli bir boyuta ulaşınca kabuk değiştiriyor. İki üç saat içerisinde kabukları sertleşiyor. Yani… bir yengecin yumuşak kabukla yenebilmesi için kabuğu sertleşmeden tutulması gerekir diye düşünüp nasıl olduğunu araştırmaya başlıyorum. Tabi destekçim Tayfun ve Gül Tözen çifti ….
Bir sonraki yazım da yumuşak kabuklu yengeç olsun diğer adıyla Soft Shell Yengeç !!
O zaman bir sonraki yazım da buluşmak üzere … Kahveler hazırlansın …