Gezi, Kültür / Sanat

Leros Adası

LEROS ADASI…

Gezdiğim Yunan adaları arasında kendimi en  huzurlu hissettiğim ada diye başlamak istiyorum yazıma ….  Henüz adaya bastığımda yüzüme vuran ılık meltem rüzgarı ile şöyle bir hafifledim diyebilirim. Sıcacık insanlarıyla minik sevimli bir ada .Gümrük kontrolleri yapıldıktan sonra renkli bir atmosfer bu huzuru yaşatıyor.

 Leros, Ege Denizi’nde, Yunanistan’ın Dodekanes Adaları’nda yer alan bir ada. Minik dedim ama  yaklaşık 53 kilometrekarelik bir alanı kaplayormuş, güzel, tarihi zenginlikleri olan herşeyden önce sakin atmosferi ile ünlü bir ada. Leros, pırıl pırıl mavi suları, pitoresk koyları, bakir plajları ve geleneksel köyleriyle tam bir kaçış noktası. Leros’un antik çağlara uzanan bir tarihi var diyebiliriz. Ada; Persler, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Venedikliler ve Osmanlı İmparatorluğu gibi çeşitli medeniyetlerin egemenliği altına yaşamış bir geçmişe sahip. Leros’a tarihi açıdan da zengin diyebiliriz sonraki dönemde özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında statejik bir nokta olarak yeri var. Alman’ların kullandığı savaş tünelleri bu açıdan mutlaka görülmesi gereken bir yeri; savaş deyince bile tatilin büyüsü bozuluyor değil mi? …o zaman dönelim plajlar manzara keyif anlarına.

Leros Adası bana göre bakir tam anlamıyla ada kültürünü yaşayan bir yer. Doğal güzellikleri hala aslını koruyor. Yemyeşil dağlar, zeytinlikler, çiçek tarlaları ve masmavi koylar bir arada düşünülürse cennetten bir köşe demek kaçınılmaz. Plajları tertemiz pırıl pırıl Leros’ta popüler plajlar arasında Agia Marina, Alinda, Pandeli ve Vromolithos sayılabilir. Benim favorim Pandeli oldu .

 Leros aynı zamanda geleneksel köyleriyle ünlü bir ada. sakin ve otantik bir atmosfere sahip olan köyleri de görülmeye değer. Platanos, Agia Marina, Alinda ve Lakki gibi köylerde dar sokaklar, beyaz badanalı evler ve geleneksel tavernalar sizi apayrı bir atmosfere taşıyabilr.. yerel lezzetleri deneyebilir, geleneksel el sanatları satın alabilir ve adanın yerlileriyle sohbet edebilirsiniz ki benim en sevdiğim gezerken yerel halkla iletişim kurmak onları tanımak …..

Leros’da neler yapılır?

İlk söyleyeceğim o dar sokaklarda kaybolunur hele de sabah saatlerinde sabahın o ılık hafif nemli temiz havası, güneş ışıklarının daha parlak olduğu anlar o renkli sokaklarda gezmek benim için apayrı bir keyif .Yürüyüş dışında bisiklette ayrı bir keyif olur ama yanınızda götürdünüz mü? Bilemem. Ayrıca Su sporları Dalış, Tekne turu yapmak mümkün .

Adayı gezmek için açıkçası bir araç şart ben ilk gittiğimde bir taksi tercih ettim.gurup kalabalık olunca iki taksi anca yetti. Siz araç veya motor tercih edebilirsiniz.

Limanı biraz dolaşıp birer kahve içtikten sonra Pandeliye doğru yola koyulduk. Şöförümüz yine şirin yüzüne baktığınızda fötr şapkanın altında gözleri parlıyor yüzünde sürekli bir tebessüm Yunanca bilmeyince biraz zor anlaşıyorsunuz ama durumu idare ediyoruz…Pandeli’ye geldik ve durağımız Zorba Restoran ..neden çünkü çok açız .akşam yemeği öncesi hafif bir şeyler atıştırıp deniz keyfi yapmak bütün yorgunluğumuzu hooop alıp öte tarafa koyacak. Pandeli plajı küçük çakıl taşları am suya girip ilerleyince yerini kum zemine bırakıyor. Şezlonglar ücretsiz veya hiç gerek yok deyip havlunuzu serip vakit geçirebilirsiniz… zaten suya kendinizi bırakınca o keyfi şurada uzanıp bir bira patates yada benim gibi güzel bir salatayla keyfimi yapayım şezlonga ücret alırlarsa alsınlar demeniz mümkün.

Ve masamız hazır komutu hayalleri suya düşürüyor. ama masa bile denizin dibinde ortama hoş bir sessizlik hakim…sadece doğanın sesi.…

Hafif atıştırmalıklarla bir akşam ve Deniz keyfi yapıp biraz yürüyüş biraz bölgeyi araştırma çabalarıyla gezdikten sonra otele gidip akşam yemeği için hazırlanma moduna geçiyoruz. Otel deyince aklınıza öyle büyük bir otel gelmesin butik, apart veya motel konseptinde. White Island’da kaldım. Açıkcası odamı çok beğenmiştim küçük bir oda odanın içinde balkon kapısının önünden iki üç basamaklı bir merdivenle yatağınıza çıkıyorsunuz. yatağın altı dolap şık bir ayna küçük bir balkon yeterli bir büyüklükte banyo … taştan yatak nasıl olur diye düşünmeyin çok konforlu bir uyku geçirdiğimi söyleyebilirim. Odamda biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için yine adresimiz Zorba taverna oldu. Yine denizin kenarında masamıza yerleşiyoruz . Ege otları ve taze taze deniz ürünlerinden hazırlanmış mezelerle donanmış sofranın etrafında güzel manzaraya karşı tam bir keyif. Hani derler ya ”bir dakikası bir ömre bedel” tam o türden. O kadar bakir ki : Ayın yakamozu dışında kıyıdaki otellerin tavernaların ışıkları usul usul kıyıya çarpan dalgalarla rengarenk dans ediyor … ya yıldızlar tek tek sayamayacak kadar çok ..koydan ayrılan teknelerin sudaki usul usul seyri yaşayan bir tablo içindeymiş gibi … zaten lezzetler harika iken bu atmosferde kötü gelmesi mümkün değil !! diyorum ama taze kalamar ve ahtapota biraz torpil geçebilirim …

Benim için en güzel tarafı sabahtı diyebilirim. Erken kalkıp sabahın güzelliğini yaşamak benim en büyük keyfim yürüyüş yapıp yerli halkla sohbet etmek bazende bir tebessüm yetiyor siz bir şey söylemesenizde hoş bir tonda ” kalimera !! ” ile uyarılıyorsunuz. Dedim ya ada halkı çok sıcak kanlı. Yürüyüş beni balıkçılar ve limana doğru götürdü. Balık dolu teknesiyle limana gelmiş Baba oğul. Benim için Leros’un en güzel anlarından biriydi daha önce hiç bu kadar çok balığı canlı görmemiştim… Balıkları seçip kasalara ayırırken Yunan ca bile olsa bana herbirinin adını söyledi o gün akşam kalmayıp o taze balıkları yemediğime çok pişman olduğumu söyleyebilirim .Vedalaşıp kahvaltı ve sabah denizi için geri döndüm …Artık adanın gezilecek yerlerini bir görmek lazım …

LEROS’TA GEZİLECEK YERLER….

PLATANOS  adanın en eski şehri diyebilirim ve Leros’un tarihi ve kültürel arşivini halen koruyan merkezi olarak kabul ediliyor. Adanın geri kalanının ve denizin manzarasını daha da şaşırtıcı kılan geleneksel görünümünü ve pastel renklerini koruyan  kendine has çok pitoresk bir mimariye sahip .Panteli sahilinin bağlı olduğu şehir sokaklar çiçeklerl bezenmiş evlerle dolu .

Platanos: Adanın ticaret ve alışveriş merkezi olarak bilinen Platanos, Agia Marina’ya yakın bir konumda ve genellikle aynı şehir olarak kabul ediliyor

Agia Marina’dan koya doğru batıya ilerleyelim derseniz , Krithoni deniz kenarı tatil beldesine ulaşabilirsiniz..

Artemis Tapınağı; Avcılık tanrıçası olan ve söylendiğine göre Leros’u evi yapan Artemis’in Tapınağı’nı Alinda’nın kuzey batısında, hava alanına yakın,. antik kalıntılarını bulmanız mümkün.

 Lakki: Modern bir yerleşim yeri olan Lakki, İtalyan işgali döneminde inşa edilmiş art deco tarzı binalarıyla ünlü. Aynı zamanda adanın en büyük marinasına ev sahipliği yapıyor

Xerokampos: Güzel bir kumsala sahip adanın doğusunda yer alan Xerokampos; Sakin atmosferi ve doğal güzellikleriyle bir çok turist için  popüler bir destinasyon.

Alinda: Alinda, tarihi kalıntıları ve plajlarıyla ilgi çekerr.Turistik tesislerin ve konaklama seçeneklerinin olduğu bir köy.

Agia Marina: Leros’un ana limanı olan Agia Marina, adanın en canlı ve hareketli bölgesidir. Dar sokakları, renkli evleri ve hareketli kafeleriyle biliniyor.

Gourna; Rüzgar sörfü yapak için ideal bir yer Karanlık kumu geniş alanı ile ilgi çeken bir yapıya sahip .

Panagia Kalesi (Santa Maria Kalesi)

Agia Marina limanının üzerindeki Roma kalesinin 11. yüzyılda inşa edildiği düşünülüyor.Kazılarda M:Ö7 .yüzyıla ait bir mezar çıkarılmış. Kaleye ulaşmak için yaklaşık 500 basamak çıkmak gerekiyor. Biz taksiyle gittiğimiz için çok zorlanmadık ama emin olun ki merdivenleri kullanırsanız  bu uzun tırmanışa değecek. Kalenin Manzarası kalenin tarihi yapısı düşünebileceğiniz her şeyden öne geçebilir.

Churc Agios Isidoros Şaseli

Bir kaya adacığı üzerine inşa edilmiş, Burası adanın en ilgi çekici yerlerinden birisi. Hatta bazı meşhur sanatçı ve mankenlerin buraya nikah törenleri için geldiği biliniyor.

 Lakki Limanı:

Lakki Limanı Yunanistan’daki Art Deco mimarisinin en iyi örneklerinden olduğu söyleniyor. Burası 1923’te Mussolini’nin mimarları tarafından tasarlanmış. Mussolini pek istemesede şehir merkezi daha sonra Platanos Köyü’nün yukarısına taşındığı söyleniyor..

TARİHİ DEĞİRMENLER:

Yunanistanın her adasında olduğu gibi Leros’ta da Pandeli’nin tepesinde Tarihi Yel değirmenleri mevcut sıra sıra dizilmiş rengarenk boyanmış değirmenler manzarası ve hoş mimarisi ile fotoğraf çekimleri için ideal bir yer kaçırmayın derim.

 Savaş Müzesi

 Leros Savaş Müzesi ,2005 yılında müze olarak kapılarını açıyor. Lakki’de bulunuyor ve İkinci Dünya Savaşı’nda yaşananları bir şekilde göz önüne çıkarıyor

 Savaş Müzesi, İtalyanlar tarafından İkinci Dünya Savaşı sırasında inşa edilmiş eski bir tünelde yer alıyor. Silahlar, bombalar, kasklar, üniformalar, evraklar ve Leros savaşıyla ilgili diğer görsel-işitsel materyaller gibi taparlanmış bir sergi koleksiyonunu görebilirsiniz.

 Leros Akdeniz’in bir koridoru olarak kabul edilmiş ve ilk kez İtalyanların adada stratejik deniz üsleri kurdukları İtalya’nın rejimi altında kalmış. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Leros, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından ağır hava bombardımanlarına  ve Alman birliklerinin saldırılarına uğramış.Müze girişi 3 Euro ( 2024)

Leros’a gitmek için en ideal zaman Haziran ve Eylül ayları deniyor açıkçası bence Mayıs ve Ekim ayının keyfi başka olabilir. Adayı gezmek için biz kendimize bir 24 saat ayırmışız sonradan düşündüğümde büyük hata … sadece gezmek amaçlı gidilirse yeterli olabilir ancak şöyle bir adayı yaşayayım keyfini çıkarayım derseniz en az üç gün ayırmanızı tavsiye ederim .

Leros’a gitmek için Yunanistan vizeniz olması şart veya Yeşil Pasaport. Kapıda vize uygulanan Yunan adalarına dahil. Havaalanı mevcut fakat Atina ve Selanik üzerinden  aktarmalı gidilebilir veya Bodrum ,Didim feribotla direk geçiş mümkün Kos’tan Leros’a  veya Marmaristen geçiş yapabilirsiniz.

Leros’ta yaşayan bir tablo sanat eseri figüranı olmak için neler mümkün …;)