Sakız Adası
Ağaçların gözyaşları olur mu ? Sakız ağaçlarını düşünürsek bence olur. Sakız ağacının dallarına açılan çentiklerden akan sıvı bana hep canı yanan bir ağacın gözyaşlarıymış gibi gelir. Gözyaşları akıp giderken hem nefis bir koku saçar hem damaklarda bıraktığı lezzeti. Yaprakları bile elinizde hafifçe ovuşturun o nefis kokusunu duymamanız mümkün değil. İşte o ağlayan ağaçlar sakız adasına isimini vermiş .
Sakız Adası; Sakız ağaçlarının çok olmasından dolayı adını ağaçlardan almış . Biz Türkler için ismi Sakız adası iken Yunanlılar için CHios/Khios Tarihçi İsidoros’a göre Sakız Adası (Chios/Khios) ismi Fenikeliler’ den geliyor. Adada çok sayıda sakız ağacı olduğu için Suriye dilinde sakız anlamına gelen bu isim verilmiştir diyor.. İlk yerlilerinin kimler olduğu bilinmesede . Sakız Adası, Neolitik ve Tunç Çağı’ndan itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Kaynaklarda Malazgirt zaferinden sonra, Ege sahillerine gelen Selçuklu Beylerinin akınlarına maruz kalmış. Ada, bir süre İzmir hâkimi Çaka Bey tarafından 1089 yılında ele geçirilmiş ise de bu durum uzun süre devam etmemiş. Sakız adası Osmanlı hâkimiyetine girene kadar Cenevizli Giustiniani ailesinin elinde kaldığından bahsediliyor.
Kaynaklara göre Cenevizliler, Sakız adasını Maona adı verilen bir tür şirket vasıtasıyla adayı yönetiyorlar. Osmanlı Devleti’ne vergi vermek, gerektiği zaman onlara yardımda bulunmak koşuluyla 200 yıldan fazla bir süre bağımsızlıklarını muhafaza edebiliyorlar. Sakız Adası’nın fethi Kanuni Sultan Süleyman’ın uzun saltanat döneminin sonlarına geliyor. Sakız Adası 17 Nisan 1566, salı günü diğer değişle 26 Ramazan 973 tarihinde ve Hristiyanların paskalya yortusunda Osmanlılarca ele geçirildiği anlatılıyor.. Sakız adasını feth eden Kaptan-ı Derya Piyale Paşa. Adanın Osmanlı hâkimiyetindeki süre içinde 21 Eylül 1694 tarihinde adanın Venediklilerce işgal ediliyor. 22 Şubat 1695 tarihinde Anadolu Beylerbeyi Mısri Zade İbrahim Paşa tarafından adanın tekrar Osmanlı’ya geçişi sağlanıyor -Sakız Adası’ndaki yerli Rumların 1821-1822 ve 1826-1828 yıllarındaki ayaklanması ayrı bir olay. 3 Nisan 1881 tarihinde Sakız Adası büyük bir depremle sarsılmış bu depremler birkaç ay boyunca muhtelif artçı sarsıntılarla devam etmiş. Ortalama 5000 kişinin hayatını kaybettiği ve 30000 civarında insan evsiz kaldığından bahsediliyor. Balkan Savaşının patlak vermesi ile Yunan donanması, 24 Kasım 1912’de Sakız Adası’nı işgale başlamış ve 3 Ocak 1913’de adayı ele geçirmiş.. Adada 346 yıl süren Türk hâkimiyeti böylece son buluyor.. Sakız Adalı Türklerin çoğu 1912-1914 yılları arasında kendi imkânları ile Anadolu’ya göç etmiş. Adada kalan veya Anadolu’nun işgali sonucu adaya geri dönen bir kısım Sakız Adalı, 1923 yılında Lozan Antlaşması uyarınca adadan ayrılıyorlar. Adadan 1923’de ayrılanlar mübadil olarak değerlendirilmiş 1923’den önce ayrılanlar ise daha sonra mübadil kapsamına alınmışlar. Adalıların büyük bölümü İzmir ve çevresine iskân edilmiş. Günümüzde sakız adasında artık Sakızlı Türk yaşamıyor. Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve nüfus kaydında doğum yeri Sakız olarak görülen kişiler 2127 kişi olarak belirtiliyor. Bu rakam kabaca adadan göç edenlerin sayısı hakkında fikir verebilir. diye düşünüyorum. Mübadeleye tabii tutulan hane sayısı ise 322 olarak kayıtlara geçmiş. Sakız Adası’nda Osmanlı döneminde inşa edilen ve günümüzde Bizans Eserleri Müzesi olarak kullanılan Mecidiye Camii’nde restorasyon çalışmaları henüz tamamlanmamış durumda. Osmanlı döneminden ayakta kalan Hamidiye (Bayraklı) Camii ile Osmaniye Camii ise restore edilmeyi bekliyor desek yerinde olur.
İzmir Çeşme limanından yaklaşık 35-40 dakikada ulaşmak mümkün Yunan adaları arasında üçüncü büyük ada Sakız adası .Limandan girişte ilk karşılaştığınız yarım daire şeklindeki kıyısı yol kenarından içeriye doğru tavernalarla dolu .. limandan sola dönüp ilerleyince tam karşınıza gelecek fırın sabah kahvaltısı için taze taze hazırlanmış bougatsalarla sizi karşılayabilir, ilk molanızı burada verip bu lezzetleri tatmanızı öneririm paskalya çöreğinde peynirli böreklere nefis tatlarıyla güne uyanmanın keyfini bir kahve eşliğinde taçlandırabilirsiniz. Bir liman şehri olan Sakız adası merkezi diğer adalara oranla biraz daha şehir görünümüne sahip ama halk çok misafirperver bir yer sorsanız neredeyse elinizden tutup götürecek moddalar. Ki tecrübeyle sabit; bir seferinde aradığımız restorana kadar bize eşlik edenler oldu. Dar sokak araları olduğu kadar geniş karşılıklı mağazaların olduğu trafiğe kapalı caddesi keyifli bir gün geçirmek için ideal. Dünya markalarından bir iki örnek te görmeniz mümkün . Tarihi yapılar restore edilmiş binalar arasında gezmek güzel. Sakızlı kurabiyeleri minik yufkaya sarılı tatlı aperatifleri denenmeli.
Sakız adasında toplu ulaşımı kullanmak mümkün olduğu kadar araç kiralamakta avantajlı olabilir. Adanın diğer tarafındaki plajlar ve köyleri görülmeye değer . Sahil kenarındaki yel değirmenleri gezerken dalgaların ahenği harika fotoğraflar çekmek için ideal .
PİRGİ
Pirgi diğer dıyla boyalı köy . evlerin duvarları balkonları kendine has geometrik desenlerle süslenmiş bir köy.Kapı önlerinde siyah geleneksel elbiseli teyzeler birbirleri ile sohbet ediyor siyah elbise yas hali eşleri ölen hanımlar öldükleri günden sonra hep siyah giyinerek yaslarını ömür boyu sürdürüyorlar.
Beni etkileyen diğer köy Mesta köyü Yıllarca korsan saldırılarıyla mücadele eden bir hayat. Bunu çok net görüyorsunuz bir kale içerisinde birbirine yakın evler yakın demek az kalır. Kendilerini korumak için sanki bir sığınma alanları gibi koyu renkli taş binaların içinde yaşam alanları. Bazı filmlerde rüya sahneleri vardır tüneller labirentler kendinizi bir labirentin içinde kaybolmuş gibi hissedebilirsiniz.Çok etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Sakız adsından ne alınır derseniz cevabı belli damla sakızı sakız reçeli .. birde kiraz reçelini tavsiye ederim . yemek için açıkçası yemek için özele bir yer tavsiye etmeye gerek yok nerde yediysem keyif aldım. Masaya gelen sakız aromalı zeytinyağı ve fava sakız adasına özel bir tat diyebilirim .
Tavernalarda akşam sirtaki yapma şansınız var ama adaya gider gitmez rezervasyon yaptırmanız gerekiyor